Öcalan’ın İslamiyet ile ilgisi

12.05.2014 Vatan

Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla hafta sonu Diyarbakır’da Demokratik İslam Kongresi’nin toplanması, Öcalan’ın yolladığı mesajda katılımcılara "Mümin kardeşlerim" diye seslenip İslamiyet hakkında son derece olumlu ve "içeriden" tespitlerde bulunması farklı tepkilere yol açtı. Bu tepkileri ele almadan önce bazı hatırlatmalarda bulunalım:

1) Zaten dinsel anlamda muhafazakâr bir ülke olan Türkiye’de Kürtlerin dindarlığı ülke ortalamasının üzerindedir;

2) Cemaat, grup ve partiler Kürtler arasında hep güçlü olmuştur ve bunlar üzerinden kısmi de olsa sistemle bağ kuran dindar Kürtler rejim(ler)in sigortası olmuştur;

3) PKK’nın başını çektiği Kürt siyasi hareketi (KSH), önce İslamiyet ile arasına bariz bir mesafe koymuş ardından o mesafeyi kapatıp dindarlara ulaşmakta epey zorluk çekmiştir.
Bu durumun, özellikle ilk demokratik açılım döneminden itibaren bariz bir şekilde değişmeye başladığına, KSH’nin İslamiyet ve dindarlarla arasındaki mesafeyi sistemli ve hızlı bir şekilde kapatmakta olduğuna tanık oluyoruz. Bunun zirvesi Öcalan’ın 2013 Newroz mesajı olmuştu. Dolayısıyla Diyarbakır toplantısını ve Öcalan’ın mesajını buradaki strateji bağlamında değerlendirmek gerekiyor. Tepkilere gelince, karşımıza kabaca üç grup çıkıyor:

Memnunlar: İlkin KSH ve Öcalan’ın İslamiyet açılımını baştan beri olumlu bulan, destekleyen ve teşvik eden Kürt dindarların bu gelişmelerden çok memnun olduklarını görüyoruz. İktidar partisinin ise, Kürtler arasındaki desteğini azaltabileceği için durumdan rahatsız olduğunu, buna karşılık, KSH’nin İslamiyet ile sorunlarını gidermesinin çözüm sürecini ülkenin batısında savunmayı kolaylaştıracağı için kısmen memnun olduğunu varsayabiliriz .

Gayrimemnunlar: KSH içinde yer alan ve/veya ona dışarıdan destek veren sosyalist solla irtibatlı bazı kişilerin İslamiyet ile bu kadar içli dışlı olunmasından hiç de memnun olmadıkları ortada. Hele AKP ve Erdoğan’ı durdurmak için KSH’ye başvurmayı hesaplayanlar, Öcalan’ın hareketlerini "dini-laik ikilemi" dışında tanımlama ısrarı ve "otoriter laikçi milliyetçilik" diye bir düşman tanımı yapması nedeniyle tam bir hayal kırıklığı yaşıyor olsalar gerek. Gayrimemnunlara, KSH ile aralarına belli bir mesafe koymuş olan her türden İslamcı cemaat, hareket ve grubu da dâhil etmek gerekir. Çünkü PKK ve Öcalan’ın "dinsiz, ateist, materyalist vb." olduğu yolundaki propagandaları bir süredir işe yaramıyor.

Kuşkucular: Son olarak bu tür adımların samimiyetinden kuşkulananlar var ki, bunlarla birbirinden farklı kesimlerde karşılaşmak mümkün. Öcalan ve KSH’nin gerçekten inandıkları için bu adımları atmadıklarına, hâl böyle olunca bu stratejiyi sonuna kadar sürdürmenin imkânsız olduğuna, dilin bu şekilde, kısmi de olsa dinselleştirilmesinin eninde sonunda İslami cemaat ve hareketlerin işine yarayacağına inanıyorlar.

Geri dönüş imkânsız

Kürt siyasi hareketinin İslamiyet ve dindarlarla arasındaki mesafeyi azaltıyor olmasını olumlu ya da olumsuz buluyor olabilirsiniz, fakat bu aşamadan sonra o stratejiyi samimiyet üzerinden değerlendirmenin hiçbir anlamı kalmadığı kanısındayım. Çünkü KSH bir süredir bir "ulusal kimlik inşa süreci" yürütüyor ve din (İslamiyet) bu kimliğin olmazsa olmaz, hatta belki de en temel parçalarından biri. Mutlaka içeriden ve dışarıdan direnenler, bu adımları engellemek isteyenler çıkacaktır ancak KSH’nin, dolayısıyla Öcalan’ın, artık bu yoldan dönmesinin mümkün olmayacağını düşünüyorum.
Dolayısıyla, sorgulanması gereken samimiyet değil, bu mesafenin kapanmasına bağlı olarak Kürt hareketinde hem dil, hem siyasi program, hem kadrolar bağlamında ne tür değişikliklerin yaşanacağıdır.
Sonuç olarak, KSH'de, hemen olmasa bile orta vadede ciddi değişim, hatta dönüşümler beklemek yanlış olmaz.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı